bismillahirrahmanirrahim

   
  manahoz
  BİZ KİMİZ
 

KİM OLDUĞUNU ÖĞRENMEK İÇİN BU BÖLÜMÜ KESİNLİKLE OKU

BİZ KİMİZ

not:verilen bilğiler tamamen şahsi araştırmalarım sonucu tarafımdan hazırlanmıştır yanlış olma ihtimali vardır.

Verilen bilgilerin şahsımın izni alınmaksızın tamamen ve kısmen alıntı yapılması kesinlikle yasaktır aksinde mutlaka yasal takibi yapılacaktır

 

 

Biz kimiz yanıtına özellikle gençlerimizin manahozluyuz işte nolcak yanıtını vermesi büyük ihtimaldir .Aslında bilmediğimiz aslımız oldukça eskidir

En başta bildiğimiz gibi tabiki oğuzlardanız. Bugün; Türkiye, Balkanlar, Âzerbaycan, İran, Irak ve Türkmenistan’da yaşayan Türklerin ataları olan büyük bir Türk boyu. Oğuzlara, Türkmenler de denir.

Oğuz kelimesinin türeyişiyle ilgili çeşitli fikirler ileri sürülmüştür. Kelimenin boy, kabile mânâsına gelen “Ok” ve çokluk eki olan “z”nin birleşmesinden “Ok-uz” (oklar, koylar) anlamında olduğu ileri sürüldüğü gibi, oyrat (haşarı, yaramaz) kelimesinin eş anlamlısı olduğunu iddiâ edenler de vardır. Ancak kelime, Anadolu ağızlarında “halim selim, ağırbaşlı” mânâlarına da kullanılmaktadır. Arap kaynaklarında ise “guz” veya “uz” şeklinde geçmektedir.

 

Ayrımdan aşağı doğru indiğimizde ise oğuzların boz-ulus olmağına ulaşırız

Anadolu’da birkaç yüzyıllık dönem içinde, pek çok Türk boyu yerleşerek “Türkmenlik’ten” çıkmış, tarım köyleri kurmuştur. Pek çok Türkmen boyu da, kışlaklarını köy edinerek tarıma başlamış, fakat yazın yaylalara çıkarak göçebe yaşamını bir ölçüde sürdürmüş ve böylece “yarı Türkmen”, ya da yarı göçebe olmuştur. Yerleşmeler nedeniyle, göçebenin yerleşiğe oranı bir hayli düşmüştür. 16. yüzyılda belli başlı tam göçebe toplulukları olarak kışları Halep civarında, yazları uzun yayla ve Sivas güneyinde geçiren Halep Türkmenleri ,Mardin Güneyinden gelip Erzurum ve Erzincan’da yaylaya çıkan Bozulus ve Amik ovasıyla Çukurova ovasında konaklayan Dulkadirlilerin bir bölümü görülür. 17.yüzyılda bu tam göçebe boylar arasında dahi kendiliğinden yerleşikliğe yönelenler olur. Hatta bazı boylar köylüleri oturdukları köyden kovarak yerlerine kendileri geçerler. 1691 de “Türkmenlikten Çıkarma” kararı alınınca, Bozulus’a orta ve Batı Anadolu da toprak sağlanır. Kırşehir ,Nevşehir, Akşehir, Ilgın, Afyon, Kütahya, Balıkesir, Saruhan-Aydın, Isparta ve Denizli çevresine çeşitli Bozulus oymakları yerleştirilir. Yerleştirmede bir köye tek bir oymağı değil bir oymağı bölerek üç dört ayrı oymağı yerleştirmeye dikkat edilir. Böylece, boy örgütlenme ve dayanışmasını yok etme amacı güdülür. Kabilenin yeniden toplanıp göçebeliğe geçmesi, dağılma sonucu güçleşir. Gerçekten Batı ve Orta Anadolu daki bu yerleştirme, genellikle , başarılı olur.

 

Gelelim bizim bozulus oymagına; birçok aşiretlere ayrılan bu aşirettin bizim ait olduğumuz aşireti ise boynuyoğunlu aşiretidir

Boynuyoğun bir Türkmen Aşiretinin adıdır. Horasan kaynaklı olan bu Türkmen aşiretinin Türkiyede İzmir-Tire, Kahramanmaraş-Andırın, Giresun-Tirebolu, Adana-Yüreğir ilçelerinde Boynuyoğun adı ile yerleşimleri vardır. Bu ilçelerin yanı sıra Bu aşiretin Afyon-Emirdağ, Bursa, Kayseri, Erzurum ve Bulgaristanın Filibe (Plovdiv) kentinde yerleşimleri mevcuttur. Yine bu bölgelerde Boynuyoğun-Boynuyoğunlu soyadını taşıyan birçok insan vardır.

Kelime anlamı gücü kuvveti yerinde, hali vakti iyi, ensesi kalın anlamına gelmekte olup boyun ve yoğun kelimelerinden oluşan öztürkçe bir kelimedir.

Boynuyonlu (Türkmen) aşireti Alibeyce, Beyköy, Gökçeyaka, Kılıçlı Kavlaklı, Burunarkaç, Gözeli, Kırkpınar, Bağlıca, Köylerine iskan olmuşlardır.asıl dağılma noktasıda beyköy olduğu sanılmaktadır

 

 

Şimdi gelelelim tanımsal noktalara içinden diyebilirsin biz yörük değilmiydik türkmen olduğumuzdan bahsediliyor yazıda diye evet doğru yörüğüz

Osmanlı Devleti’nde konar göçerler bulundukları coğrafyalara göre “Yörük” veya “Türkmen” diye isimlendirilir. Yörük adı Anadolu’da oluşmuş bir terimdir. Bu adın “yürü-mek” masdarından türetildiği ve yürüyen sefere koşan çadır halkı anlamına geldiği umumiyetle kabul edilmiştir. Osmanlı kanunnamelerinde Yörük, toprağı olmayan yani bir yerde durmayan konar-göçer olarak tanımlanmıştır. Anlaşıldığına göre Yörük tanımlaması daha çok Kızılırmak yayının batısından İçel’i de içine alacak şekilde çekilecek çizginin batısında kalan bölgeler ile Rumeli topraklarında bulunan konar-göçerler için yapılmaktadır. Bununla birlikte, Kızılırmak yayının doğusunda kalan ve Türkmen diye isimlendirilen konar göçerler için de bazen “Yörük”, bazen de “Yörük Türkmenleri” şeklinde isimlendirildikleri görülür. Bu cümleden olarak Osmanlı resmî vesikalarında Dulkadirli Türkmenler için “Yörükan-ı Maraş”, Halep Türkmenleri için “Yörükan-ı Halep”, Bozok bölgesinde bulunan Türkmenler için ise “Yörükan-ı Bozok” gibi vasıflandırmalara sıklıkla rastlanmaktadır. Bu husus, Yörük-Türkmen isimlendirmelerinde etnik amillerin değil, yaşama tarzının yani konar-göçerliğin ifade edildiğini göstermektedir. Türk adı ise yerleşik hayatın temsilcisi durumundadır. Bundan dolayı, Türkmen veya Yörük’ün konar göçerliği terk etmesi halinde yaşama biçimine bağlı olarak iktisadî kaynakları ve vergi düzeni de değiştiğinden, konar-göçer’in yerleşik hayata geçmesi halinde “yörüklükten çıktı”veya “Türkmenlikten çıktı” diye tanımlanıyordu.

 

 

 

Buraya kadar tamam soyumuzu öğrendim fakat ben köyümüzde bizden önce kimler vardı merak ediyorum diyorsan orayada geleyim

 

 

Emirdağ merkez ve çevresi Anadolu’daki bütün tarihi devirleri yaşamıştır. Davulga-Bademli kasabaları arasındaki Harmanören mevkisinde çıkartılan ve Afyon Müzesinde bulunan tarihi malzemeler bu bölgenin arkaik devri yaşadığını gösterir. Bu bölgede Firikya ve Roma devrine ait eserler çoktur. Firikler zamanında başkent olan Ordione, ruhanı merkez Pessiniüs (Sivrihisar İlçesi Balhisar Köyü) askeri merkez olan Apmia (Dinar İlçesi) arasında kaldığı için çok gelişmiştir. Bu üç merkez arasındaki yollar Petera (A.Kurudere Köyü), Oristüs (Çifteler Alikan Köyü), Amorium (Hisar Köyü) gelişmesini sağlamıştır. İlk çağın büyük filozofu Ezop, Amorium' ludur. Bu devirde yapılan adak taşları A.Piribeyli Kasabasında (Pisia) bolca vardır. Roma zamanında yapılan ünlü malius seferi o devirde Gatalya bölgesi denilen buraya yapılmıştır. Amorium M.S. 4.cü asırda Roma İmparatorluğunun ve dünyanın altıncı büyük şehridir. Etrafı surlarla çevrilidir. Roma devri kayıtlarında ve Bizans kilise listelerinde büyük dini ve idari merkez olduğu yazılıdır. Halen Hamzahacılı köyündeki türbenin kenarında duran büyük kartal kabartması Roma devrindeki hükümet konağının üzerinde bulunuyordu. Hisar Köyü (Amorium) da kazı çalışmaları her yıl yaz aylarında yapılmakta eski döneme ait tarihi kalıntılar çıkarılmaktadır. Bu eserler bu civarın tarihi zenginliğini göstermektedir.

Türkler bu bölgeye on birinci yüzyılda gelmeye başlamışlardır. Harmanörende bulunup Afyonkarahisar müzesinde sergilenen Türkmen mezar taşları bu devrin belgesidir. O mezar taşları üzerinde Türkmen aşiretlerinin haçlılarla mücadelesi anlatılır. Ayrıca aynı mezar taşlarında Türkmenlerin günlük yaşayışları anlatılmıştır.

 

Çevremizdeki bölgede Hititler, Lidyalılar, Persler, Eski Yunanlılar, Romalılar ve Bizanslılar hüküm sürdü. emirdağ merkezine 13 km. uzaklıkta, Hisarköy'de bulunan Amorium, ilçede bulunan en önemli tarihi yerleşimdir. Bizans İmparatorluğu hanedanlarından Amorian hanedanı, Amorium kökenliydi.

Köymüzün cami içindeki ve köy konağı yakınlardaki taşlar çayırdan çıkarılmıştır çayır bölgesinde oldukça antik değerler olduğunu sanıyorum belirttiğim taşlar incelendiğinde çagdaş yunancaya benzemediğini fark ettim en iyi ihtimalle roma dönemine ait fakat köyümüzün corafi olarak uzay bakışıyla incelediğimde bu tarihin daha da eski olabileceği göze çarpıyor höyük zirveleri aynen kızılderiler gibi haberleşmede kullanıldığını varsayarsak ve bölgeninde kral yolu üzerinde olduğuna dikkat edersek ki konya eskisehir yolu içinde en uygun bölgenin burası olması bunu ispatlıyor köyün sadece romalıların değil hititerinde yerleşim yeri olabileceği gözden kaçmıyor

eski tarih böyle biraz daha yakın tarihe gelirsek köye ilk yerleşenler bizlermiyiz hayır değiliz köye ilk yerleşenler çerkezler hatta bir tarla içinde bir çerkez mezarlığı bile vardı tabi şimdi yok ama bu köyün ilk sakinlerinin bizim dedelerimiz olmadığını kanıtlıyor

 

 

köyümüzün tespit edebildiğim en kısa tarihi bu ama dahada basitleştirmemi istersen şöyle diyim oğuzların bozulus oymağının boynuyoğunlu aşiretindeniz

köyümüz eski roma köyü ve bizden önce çerkezler yerleşmişler ve gitmişler


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
  Bugün 5 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı!  
 
tüm hakları saklıdır.tamamen ve kısmen alıntı yapılamaz.@2008 manahozkoyu.tr.gg
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol